"Kara ay izin ver bize.
Canavarların ruhunu sonsuz karanlığa hapsetmemize.
Öldüreceğiz hepsini birlikte.
Kalmadı ruhlarının bağışlayıcısı şehrimizde.
Tekrar affedin bizi yüce ruhlar.
Birazdan yok edeceğiz sizi.
İzin verin bize ve ödeyin verdiğiniz acıların bedelini!
Biz değiliz shinigamiler gibi.
Öldürdüğümüz ruhlar gitmez diğer dünyaya.
Sadece yok olurlar karanlığın eşliğinde
Ve asla bulamazlar telafi şansını.
Affedin bizi yüce ruhlar.
Günahlarımız ve yargımız için.
Başka şansımız yok bundan.
Sadece tek bir söz.
Elveda."
Derin mısralar yavaş yavaş döküldü Tumoshi'nin ağzından. Bunları söylemesine gerek yoktu aslında, sonuçta söyleyip söylememesi bir şey değiştirmiyecekti. Bu sözleri söylemek eskiden kalma bir alışkanlığıydı. Eski ustası, saygı değer bir shinigami, hollowları öldürmeden önce, bu sözleri söylemesini teğmin etmişti Tumoshi'ye. Bunun nedenini de defalarca açıklamıştı ustası; "Shinigamiler hollowları öldürdükleri zaman onları diğer dünyada gönderirler. Fakat quincyler ve insanlar öyle değildir. Onlar hollow ruhlarını tamamen yok ederler." Bunları hatırladıktan sonra, birazda olsa gerçek bir sırıtma yerleşti Tumoshi'nin yüzüne. Eski ustasını hatırlamak birazda olsun içinde ferah bir duygu uyandırmıştı. İçini çeke çeke, derin bir nefes aldı ve "Eminim öyledir moruk!" diye geçirdi içinden. Bunları düşünürken eski ustasınıda özlemiyor değildi. Ama artık kendiside bir ustaydı, yeteneğini diğer nesillere aktarma vakti kendisindeydi...
Serin rüzgarın ve karanlık gecenin eşliğinde, soğuk sake şişesini tutuyordu elinde. "Cehennem gibi bir şansı kaçırdığınız için üzülüyorum pezevenk ruhları!" diye bağırdı. Bu ses tüm şehirde yankılanmış gibiydi. Bir grup hollow acımasızca üzerine doğru geliyordu. Bu hollowların sayısı yüz yada ikiyüz olabilirdi, belki binlere bile çıkmış olabilirdi bu sayı. Fakat Tumoshi, göz kararı konularında hep kötü olmuştur. Bu yüzden yaptığı, tahmin tutmayacağı için, direk dalsada hiç bir şey fark etmezdi. Hollowların çığlıkları ve açlık dolu bağrışları kulaklarında yankılanıyordu. Yavaş hareketlerle yattığı yastıktan kalktı, üzerindeki tozları silkeledi ve gelen hollowlara gözlerini dikip bakmaya başladı. Bu sırada ağzından bir iki sözcük çıkıyordu "Enzio!!! Bir çuval incirin içine s*çtın seni pislik torbası!!! Bir kerede gönül rahatlığında gönderemeyecek miyim seni hollow avına?
Nefret ediyormuş gibi davrandığı fakat özde çok sevdiği öğrencisi Enzio'yu hollow avlaması için şehre göndermişti öğle saatlerinde. İlk gönderdiğinde hollowların sayısı 10 veya 20 arasında değişiyordu. Ne güzel ki Enzio'nun sınırları zorlayan reiatsusu, etrafında ki hollowların sayısını dört basamaklı güzel bir dereceye ulaştırmıştı. Öğrencisi günden güne güçleniyordu ve bu çok kolay fark edilen bir şeydi. Daha 1 yıl önce tekme ve yumruk atmaktan başka bir şey bilmeyen öğrencisi şimdi hollowların anasına, avradına düm düz gidiyordu. Bir iki saniye sonra, büyük hollow sürüsü içerisinde, öğrencisi Enzio'nun yüzü gözükmüştü. Bu sırada 2 tane hollowda Tumoshi'nin üzerine atlamıştı. Tumoshi hızla bacakları arasında yaklaşık 40 cm bıraktı, ellerini göğüs hizasına kaldırarak dövüş pozisyonunu aldı ve kendisine doğru atlayan hollowların birinin meskesine doğru sert bir tekme geçirdi. Geçirdiği tekme sonrasında hollow hiç fırlamayarak direk bir kum yığınına dönüşmüştü. Özel yeteneği bunun üzerine olmasada insan üstü bir gücü vardı Tumoshi'nin. Tekmesini attıktan sonra hızla formunu aldı ve güçlü bir yumrukla diğer hollowun maskesini patlattı...
Öğrencisi artık dahada net görünüyordu. Görünüşe göre öğrencisi Enzio'da gücünü aktif etmişti. Demir bir zırh oluşmuştu üzerinde. Bunun üzerine büyük bir hızla, gökten yere doğru düşüyordu. Bunun öğrencisine bir zarar vermeyeceğini biliyordu Tumoshi. Hatta bunu hollowlara saldırmak için yaptığına da emindi. İçinden saymaya başladı Tumoshi. Üç dediğinde Enzio büyük bir hızla beton zemine düşmüştü. Tumoshi bunun üzerine yüzündeki saçma sırıtmayı biraz daha büyüttü, elini tabanca şekline getirerek hollowlara doğru kaldırdı ve konuşmaya başladı "Pislik torbası Enzio. Sen niye benim öğrencimsin ki? Ben kasiyer olarak yetenekleri ve büyük göğüsleri olan bir bayan istemiştim. Ne yazık ki elimizde bir tek sen vardın. Öff pislik çok kötü ter kokuyorsun. İnşallah bu hollowlar seni gebertir! " Bunları çok ciddi gibi söylemişti Tumoshi, fakat Enzio'nun bunların şaka olduğunu algılayacağını biliyordu. Bu sözleri söylerken, etraftaki evlerin yakınlarında bir kız görür gibi olmuştu. Aynı zamanda bir hollowda oraya doğru gidiyordu. "Seni ölmeye bırakıyorum Enzio, benim şu kızın yanına gitmem lazım!" dedi ve kızın olduğu eve doğru koşmaya başladı Tumoshi.