Bleach Rpg Bleach'e Hazır Mısınız? |
|
| Yeni Hayat | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Yuudai Daisuke Vaizard
Mesaj Sayısı : 56 Kayıt tarihi : 07/03/10
| Konu: Yeni Hayat C.tesi Mart 20, 2010 6:43 pm | |
| Burası bugüne kadar bulunduğu her yerden farklıydı. Sanki eski zamanlardan kalma bir tablo, bir şaheser gibiydi. İnsanın içini titretecek kadar sonsuz, yüzünde tebessüm oluşturabilecek kadar sessizdi burası. Tepedeki Ay, Dünya'dakinden bile daha güzel duruyordu beyaz kum taneciklerinin üstünde. Bu tablodaki kurumuş ve sadece neredeyse tek dal halinde kalmış ağaçlar bile ayrı bir huzur veriyordu insana. Diğer taraftan da sanki yalnızlığı temsil ediyordu Daisuke'ye. O da dünyada kurumuş bir ağaç değil miydi? O da tıpkı bu sessiz çöldeki gibi değil miydi? Burada sayılamayacak kadar çok kum tanesi varken bu ağaçların yalnızlığı, milyarlarca insanın içinde Daisuke'nin çektiği yalnızlıktı. Bu sonsuzlukta yaşamak belki de dünyadaki yalnızlık hissi ile yaşamaktan çok daha zordu. Ancak burada en azından yalnız değildi Daisuke. Yanında her zaman yanında olmasını istediği bir kişi vardı... Bu heybeti ile ürküten yerde en azından elinin üstünde duran bir el vardı. Ölesiye sıkmak istediği bir el...
Daisuke afallamış bir halde etrafına bakıyordu sürekli. Yeni bir ülkeye giden bir turist gibiydi sanki. İçinde keşfetme merakı vardı ancak korkuları bunu bastırıyordu. İçinde bir hollow taşısa da özünde o bir shinigami'ydi. Herkesin dışladığı bir shinigami... Şimdi ise dışlandığı bir evrendeydi. Zamanında buraya adım dahi atması yasaklanmış bir evren. Hakkında çok şey duymuştu ancak hiçbiri gördüğü şeylerin tadını vermiyordu. Burada korku sanki sürekli insanı hapsediyor, sürekli onu bir baskı altında tutuyordu. Bu ezici güç karşısında ise istemeden de olsa Aya'nın sıcak elini daha sıkı kavrıyordu. Tamamen bilinçsizce yaptığı hareketin bedelini buraya mahkum olan bir suçlu gibi ödeyecekti belki ama yalnız olmayacağından emindi. Aklına burada nasıl yaşayabileceği ya da ne zaman geri dönebileceği; bunlardan hiçbiri geçmemişti. Spontone bir şekilde Aya ile buraya gelmişti. Aslında bir bakıma istediği şey olmuştu. Şu an sadece Aya ve Daisuke vardı. Ne rahatsız edici shinigamiler ne de hollowlar, Espadalar...
Aya Daisuke'yi elinden tutup bir eve getirmişti. İçeride bembeyaz duvarlar vardı ve bu beyaz duvarlar Daisuke'nin korkularını götürmüştü. Çünkü beyaz, Daisuke'ye Aya'yı hatırlayordu. Çünkü beyaz, Aya'ydı... Bu sade yerde Aya ile başbaşa olduğunu anlaması Daisuke'nin biraz zamanını almıştı. Fakat içine hükmetmeye başlayan huzur onun gerçekleri idrak etmesini sağlamış ve küçük bir çocuk gibi Aya'ya bakmasına sebep olmuştu. Peki şimdi istediği gibi kaybolabilecek miydi bu gözlerde? Bu içindeki suçluluk duygusu neydi o zaman? Daisuke bir müddet durduktan sonra bunu anlamıştı. Onun yüzünden Aya dünyaya gelme sebebi olan görevini yerine getirememişti. Utancından yüzü kızarmaya başlamıştı Daisuke'nin. Yavaşça kaldırdığı gözleri Aya'nın bakışları ile kesişince yarım yamalak ağzını açmış fakat çekinerek tekrar kapatmıştı. Hep onunla yalnız kalmak istemişken şimdi tek bir kelime bile çıkmıyordu ağzından. Yitirdiği cesaretini geri toplamak için biraz etrafa bakmıştı tekrar ve ağzını tekrar açtığında kısılmaya yüz tutmuş boğuk sesi ile "Özür dilerim..." diyebilmişti sadece. | |
| | | Aya Estella O'fieme Nona Espada
Mesaj Sayısı : 92 Kayıt tarihi : 21/02/10 Nerden : Kripton*-* Diriliş mode on desu v.v"
| Konu: Geri: Yeni Hayat Paz Mart 21, 2010 5:47 pm | |
| outr: bugün yarın yazarım daisuke kun, tam yarıdayken kapatmam gerekti zira^^; | |
| | | Yuudai Daisuke Vaizard
Mesaj Sayısı : 56 Kayıt tarihi : 07/03/10
| Konu: Geri: Yeni Hayat Paz Mart 21, 2010 6:22 pm | |
| | |
| | | Aya Estella O'fieme Nona Espada
Mesaj Sayısı : 92 Kayıt tarihi : 21/02/10 Nerden : Kripton*-* Diriliş mode on desu v.v"
| Konu: Geri: Yeni Hayat Ptsi Mart 22, 2010 12:42 am | |
|
Karanlığın gömülü olduğu Hueco Mundo'da yalnızlık ve her an, her yerden çıkabilecekmiş gibi duran tehlikenin mide bulandıran kokusunun buram buram yayıldığı Las Noches'in Espada olmaktan ziyade daha düşük rütbeli Adjucaslarının yaşadığı bölgedeki eve getirmişi Daisuke'yi. Zaten oraya götürüp te,kend başına dert açmaktan çok Daisuke'ye en ufak bir zarar gelmesi düşüncesi bile midesine kramplar sokuyordu. Belki de küçük bir kasaba havasını andıran bir yerdeki dinginlik ve sessizlik işine geliyordu Aya'nın. Ortalıkta Espadalardan hiçbirinin reiatsusunu hissetmeden sağ salim getirebildiğine şükretmeliydi aslında. Tabii eğer normal biri olsaydı...
Buradaki evlerin neden sürekli beyaz olduğunu düşünmüştür hep. Reiatsulardan oluştuğu için mi? Hah, eğer buraya aklını Arrancarlar ile oynatmış bir shinigami gelseydi, herhalde neye uğradığını şaşırırdı. Zira duyduğuna göre orada da beyaz olduğundan dolayı, kendinden aşağıda ve pisliğin tekiymiş gibi davrandıkları Espadaların da aslında kendilerinden pek farklı olmadığını görünce dayanamayabilirlerdi. Aya'ya göre ise; o sinir hastası insanları rahatlatmak amaçlı bir düzenekti bu, kendi insanları için ise biraz huzur verdirici... İşte böyle bir ortamın verdiği sakinlile harmanlanan az da olsa huzurun içinde bir müddet sonra rahatsız olduğunu düşündüğü Daisuke'ye kitlenmişti gözleri. Ona baktıkça bakışları mı yumuşuyordu ne? Yoksa içinde kopan zincirlerin hapsettiği, içindeki boşluğa ait tüm parçalar bilinçsizce etrafa mı saçılıyordu? Bu parçaların hepsini toplaması ne kadar sürecekti, emin olamıyordu. Ancak tüm bu duygularla bir bütün olduğunu bilmek garipsediği yeni hisleri ve içindeki patlamaları, her ona her bakışında narkoz almışe etkisi yaratan Daisuke'nin yanında alıp verdiği her soluk alıp verişi canlı tutuyordu sanki. Bu yüzden orada kaldığı her müddet yenileniyordu ruhu adeta. Bu düşünceyle bile allak bullak olurken Daisuke'nin bir çocuk edasındaki özrü iyice şaşırtmıştı onu..
"Özür dilerim..."
Ah, bu iki kelime.. Ölse bile biraraya getiremezdi sanki. Üzgün olduğunu söylemek onun için o kadar garip bir olay olurdu ki! Ve bunun kendisine söylenmesi de garipti Aya için, nedenini bilmediğinden. Bir an yalnız olduklarından emin olduğu evde etrafına bakmayı bile içinden geçirdi. Geçirdi geçirmesine ama, bunun farkına varmasıyla, şaşkın bir ifadeyle yıkanan yüzünü birden bire kırmızıya boyamışlardı sanki. Ne için olduğunu bilmediği bi özre nasıl karşılık verebilirdi ki? Ne için olduğunu sorarak mı? Ah, bu daha kötü sonuçlar doğurabilirdi, ondan hesap soruyormuş gibi. Bundan dolayı düşündüğüne bile pişman olmuştu bu seçeneği. Aslında ne olursa olsun biraraya getirmesi gereken, rutin iki kelimesi vardı Aya'nın:
'Önemli değil.'
Hiçbir şeyin önemli olmadığını düşündüğü oldukça yakın tarihe kadar bu iki kelimeyi fazilyon defa ardı ardına sıralamıştı. Oysa şimdi, içine düştüğü belirsizlikten olsa gerek, söylemesi onun için yıllarını almıştı sanki. Fakat yine de hiç olmadığı kadar kuru gelmişti, dudaklarından dökülen bu iki kelime. Zira bir insana ne kadar değer verdiğini konuşmalarınla bariz bir şekilde gösterirsin, lakin Aya için, Daisuke bundan kat be kat fazlasını hak ediyordu. Hala yanıbaşından ayrılmamışken Atlas Okyanusu'nun derinliklerinden yeni çıkmış gibi soğuk olan eliyle çenesini tutarak zaten kitlediğini gözlerini iyice bağlamıştı Daisuke'ye. Çılgınlık gibi gelebilecek kadar sıcaklık hissi yayıyordu bedenine. Bu his onu rahatsız etmek yerine, zevkle kıvrandırıyordu sanki.
'Daha iyisindir, umarım..'
Kendini Daisuke'nin gözlerinin içine bakarak karşı koyamayacağı çekim gücüne koyvermemek için bir çırpıda dökülüvermişti ağzından bu sözler. Yine de gözlerini söküp alamazken en azından bir nebze aklını başına devşir edebilmek için söylemişti belki de. Yanyanalarken sıcak ve soğuğu aynı anda duyabiliyordu Aya, kırmızı ve mavi ejderhanın ruhunu hissettiği gibi. Yahut su ve ateş gibi, veya ying yang.. Türlü düşünceler sarmıştı bedenini. Nice düşüncüler dolaşıyor, oyalıyordu zihnini; zıt kutupların birbirini çekmesi, ya da güneş ve ayın birbiri olmadan bir hiç olması gibi...
| |
| | | Yuudai Daisuke Vaizard
Mesaj Sayısı : 56 Kayıt tarihi : 07/03/10
| Konu: Geri: Yeni Hayat Ptsi Mart 22, 2010 11:14 pm | |
| out: Aya-chan! Bu aralar biraz yoğunum, vakit bulduğum ilk anda yazacağım..kusura bakma.. ^^ | |
| | | Aya Estella O'fieme Nona Espada
Mesaj Sayısı : 92 Kayıt tarihi : 21/02/10 Nerden : Kripton*-* Diriliş mode on desu v.v"
| Konu: Geri: Yeni Hayat Salı Mart 23, 2010 11:07 am | |
| outr: Nope daisuke-kun, sıkma kendini^^' benim de sınavlarım başladı, ama hergün girdiğim için yazdığında mümkün olduğunca erken cevaplamaya çalışırım^0^ | |
| | | Aya Estella O'fieme Nona Espada
Mesaj Sayısı : 92 Kayıt tarihi : 21/02/10 Nerden : Kripton*-* Diriliş mode on desu v.v"
| Konu: Geri: Yeni Hayat Salı Mart 23, 2010 11:50 pm | |
| zorunlu flood: Gomen gomen gomen daisuke kunO.o netteyim şimdi, saniyelik farkla selam yazamadan çıktınxD neyse, ben buralardayım desuO.o geography mode on, yosh! v.v | |
| | | Yuudai Daisuke Vaizard
Mesaj Sayısı : 56 Kayıt tarihi : 07/03/10
| Konu: Geri: Yeni Hayat Çarş. Mart 24, 2010 12:10 am | |
| Küçük bir çocuk gibi dilediği özrünü Aya sesinden de anlaşılacağı gibi isteksizce, daha doğrusu bilinçsizce kabul etmişti. Aslında haksız da sayılmazdı. Neden özür dilediği eğe bir kahin değilse nasıl bilebilirdi ki? Ayrıca yaşanan saatlerden sonra Daisuke'nin neye özür dilemesi gerekiyordu kendisi bile bilmiyordu. Görevini engellediğine mi, onun karşısına ilk olarak düşmancıl bir şekilde çıktığına mı...? Aya'nın gözlerine bakmasa da şu an onun göz hapsinde olduğunu hissediyordu Daisuke. Hem bu beyaz oda da başka neye bakabilrdi ki? Kendi evinde her şeyi biliyor olmaması mı gerekiyordu sanki? Ancak işin garip kısmı Daisuke bu bakışlardan hiç rahatsızlık duymuyordu, Aya'nın bir Espada olmasına rağmen...
Daisuke hala beyazlığın içinde kaybolmuşken bundan sonra ne yapması gerektiğini düşünüyordu. Buraya niye gelmişti ki? Bilinçsiz bir şekilde yaptığı hareketin bedelini nasıl ödeyecekti acaba? Hem burada birçok arrancar onun üstüne saldırmak için bekliyordu. Zamanında kim bilir kaç tane arkadaşını yok etmişti Daisuke. Muhakkak ki onlarda intikam istiyorlardı. Bir kalpleri yoktu belki hiçbirinin ama nefret ve intikamın ne demek olduğunu, nasıl bir his olduğunu çok iyi bildiklerine emindi Daisuke. Şu an Aya ile tam da istediği gibi başbaşaydı, peki ya sonrası? Burada olması Aya'yı da zor durumda bırakacaktı ve Daisuke şu tarifsiz hisler hissettiği kişiyi belki de ömrünün sonun kadar göremeyecekti. Onu görememek... Gözlerinin içinde kaybolmak isterken ondan uzaklaşmak demek ölüm ile eş değerdi. Sahi ya onun gözleri... Daisuke ürkek bir şekilde tekrar gözlerini Aya'nınkilere dikmişti. İçinde kopan fırtınanın bir benzerini onda görmek kendisini rahat hissettirmesi gerekirken geriyordu. Kafasını allak bullak ediyor, sadece Aya'yı düşündürtüyordu.
Daisuke hiç beklemediği anda Aya'nın konuşması ile irkilmişti. Sesi önceki konuşmalarından çok daha farklıydı sanki ya da Daisuke'ye öyle geliyordu. Sesi bile artık Daisuke'yi çağırıyordu, onun içinde esen poyrazları kasırgalara dönüştürüyordu. Hala onun gözlerine kilitlenmişken ona cevap vermesi gerektiğini çok iyi biliyordu ama şu an için yapmak istediği tek şey kendini onun kollarına bırakmaktı. Korumaya muhtaç bir şekilde onun ardına, daha doğrusu onun içine saklanmak istiyordu. Kimsenin ulaşmasını istemediği, herkese karanlık ancak Daisuke'ye aydınlık gelen o sıcak yer şimdi onun yuvası olmuştu. Zar zor çalışan ses telleri bozuk birkaç ses çıkardıktan sonra ancak "Evet, daha iyiyim.." diyebilmişti.
Bundan sonrası için olacaklar şimdi Aya'nın arkasına gizlenmiş sırlardı ama burada kalamayacağı da bir gerçekti. Ne yani, bir Espada gibi ya da onlara eş değer yeni bir şey olarak burada mı yaşayacaktı? Peki Aya ile gidebileceği başka bir yer var mıydı? Sorular soruları doğuruyordu ve cevapları bulmak Aya'nın gözünün önünde ölmekten çok daha zordu. İstemeyerek kendini daha iyi hissetmek için Aya'nın elini kendi avuçlarının arasına almıştı. Terleyen sadece kendi eli miydi yoksa Aya'nın ellerinin sıcaklığı mıydı hissettiği?
Zamanın geçmesi bile zorlandığı şu anlarda Daisuke gelecek kaygısı taşısa da Aya'dan kopmak istemiyordu. İşin daha kötüsü buraya gelen yine kendisiydi. Ancak bir cevap bulamayışı onun çözümsüzlüğe itiyor, tek cevap olarak veya tek kurtuluş noktası olarak Aya'yı görüyordu. Avuçlarının arasındakini yavaş yavaş okşarken Daisuke kendini kaybetmeye başlamıştı. Onu kendisine doğru çekip sonsuza dek sarılmak istiyordu. Onun kokusunu içine çekmek, tenini tamamen hissetmek istiyordu. Ahmak bir insan gibi davrandığının kendisi de farkındaydı ama Aya'nın karşısında dizleri titreyen bir çocuk gibi olmuştu. Korkudan değil kesinlikle tarif edemediği o histen dolayıydı.
"Peki bundan sonra ne olacak dersin Aya? Ellerini bırakmak zorunda mı kalacağım?" | |
| | | Yuudai Daisuke Vaizard
Mesaj Sayısı : 56 Kayıt tarihi : 07/03/10
| Konu: Geri: Yeni Hayat Çarş. Mart 24, 2010 12:16 am | |
| flood forever: aya-chan, rp yazıcam diye görmedim.. T.T neyse buralardayım ben gelirsen görürsün.. ^^ | |
| | | Aya Estella O'fieme Nona Espada
Mesaj Sayısı : 92 Kayıt tarihi : 21/02/10 Nerden : Kripton*-* Diriliş mode on desu v.v"
| Konu: Geri: Yeni Hayat Perş. Mart 25, 2010 1:18 am | |
| Beyaz bir sandığın içinde karanlıkla beraber gömülmüşlerdi sanki. Üstlerini kapatan bu ahşaptan mahzen diğer evrenlerin hepsiyle bağların kesmiş gibiydi, tüm sesleri yutarak.. Şuan içine dalmak istediği tek evren, Daisuke'nin gözleriydi.Onun gözlerinin içindeki okyanus... Baktıkça ruhundan öte toprağı özümseyen cansız bedeni bile iç çekiyormuş gibi, kalbini, kalbinin olması gereken yeri tutup kendini koyvermek istiyordu adeta. Zamanın işlevini yitirdiği şu dakikalarda artık hiç kimse onun için bir önem arz etmiyordu ondan başka. Teni onun tenine değdiği, her nefes alıp verişini duyabilecek kadar yakınında olduğu sürece durdukları bir karışlık alan bile cennet kadar uçsuz bucaksızdı Aya için. Lakin tüm bu hislerinin onda kalması ona tatlı bir baş dönmesinden öte ümitsizliğin karın ağrısını çektiriyordu ona. Sahi, tüm bunları hisseden tek kendisi miydi? Yahut onda olmayan en büyük farklılıklarından kalbinin atışını her duyduğunda kanı yüzüne pompalanan, yanaklarının pembeleşmesiyle leyla leyla etrafa bakan? Bakışları kitlendiğinde hızlıca nefes alıp, yavaşça verirken içi geçen, lakin bakışlarını almaya yüzü olmayan? işte buydu bastıkları yeri altından çekip alan, onu umutsuzluğun keskin pencelerine atan...
Kısık bir sesle bile olsa, üç kelimeyle kurduğu bir cümlede bile pür dikkat kesilip her boş zamanında daldığı derin hayallerinden bir solukta çıkıvermişti Aya. Sanki bir Tanrıyı dinliyormuş gibi.. Kendisinin tanrı bilmezliği, nihilliği ise ayrı bir meseleydi. Nicedir ona kitlediği gözleri, hasretini çektiği bakışlara kavuşunca alamıyordu kendini beynine hücum eden bu hoş duyguların ağırlığıyla hafifçe kısmaktan... Elini yüzünden çekmişti, lakin hala hissediyor gibiydi ellerinin arasındaki sıcacık tenini. Yoksa bu hissettiği Daisuke'nin elleri miydi, onun avuçları içinde? Parmaklarıyla narince okşarken elini, Aya şaşıyordu kendine. O bile şaşıyordu şimdiye kadar bayılmadığına. Belki de bayılıp bu kadar yakınken onu tam anlamıyla hissedememekten korktuğu içindi bedeninin bu sergilediği aşırı direnç. Sanki ölmeden cennete gitmişti, dudakları mühürlenmeye ant içip gözleri pür dikkat ağzından çıkan her söze bakarken..
"Peki bundan sonra ne olacak dersin Aya? Ellerini bırakmak zorunda mı kalacağım?"
Ellerini bırakması, yahut br adım geri gitmesi bile şaşırtmaktan çok üzedi Aya'yı. Zira türünden ziyade kendisinden dolayı da kaç kişi ona bu kadar yakın olmaya tenezzül edebilmişti ki? Ruhunun ölü olduğunu kendisi dahil herkese kanıtlamıştı şimdiye kadar, peki ya şimdi? Ne oldu sana Nihil? Yıllardır aşinası olduğun, yeryüzündeki isminin karşısına ansızın bir adam çıkıp alıvermişti senden, öyle mi? Artık senin konuştuğun, senin duyduğun, senin gördüğün kişi.. Senin benliğin sandığın Aya, Pandora mı kesilivermişti başına? Senden önceki duygularını mühürlediğin yerden çıkarıvermişti sanki bu adam, hem de uğraştığından daha kısa bir süre içerisinde..
"Sen istemediğin sürece bırakmana izin vermeyeceğim, o halde..."
Bu sefer bedeninden aşağı bir kazan kaynar su boşaltırlarmış gibi alelacele değil de, ayak bileklerinden şah damarlarına kadar tüm vücudu yavaş yavaş donduruluyormuş gibi belli belirsiz ve oldukça ağır bir şekilde kurmuştu cümlelerini. Zira söylediklerini iki kere düşünüp öyle dile getiriyordu. Arada kullanacağı tek kelimenin bile uzun uzun hesabını yapıyordu sanki, her kurduğu cümleden vergi alınıyormuş gibi. Uzunca baktığında yüzüne, farklılıkların hiçbirini takmaz olmuştu artık. Kendinden geçmek terimi yetersiz kalırdı Aya'nın o arada hissettiği duyguları betimlemek için. Yoksa o, Aya Estella O'fieme, hafifçe parmak cunda yükselerek ona bu tarifsiz duyguları yaşatan adamı öpecek[?!] bir insan değildir hani...
Outta: Devamını dilediğin gibi getirebilirsin Daisuke-kun, benim çıkmam gerek. Fizik sınavım var hiç çalışmadımO.o sabahtan bir çalışır, okulda da devam ederim bakmaya.. :hms: | |
| | | Yuudai Daisuke Vaizard
Mesaj Sayısı : 56 Kayıt tarihi : 07/03/10
| Konu: Geri: Yeni Hayat Çarş. Mart 31, 2010 10:53 pm | |
| out: Kusura bakma Aya-chan, bir hayli beklettim seni.. Soğuğun yerini sıcağa bırakması ve giderek daha da ısınmaya başlayan ortam aslında sadece Daisuke'nin içinde olna gelişmelerdi. İstemese de ağzından bir soru çıkmış ve istemese de Aya'ya onunla kalmayı istediğini söylemişti. Bu da tamamen Daisuke'yi güçsüz hissettiriyordu. Evet, doğru kelime kesinlikle buydu. İlk kez bir insanı yanında istiyor, ilk kez onsuz olmaktan korkuyordu. Daha önce kendi başına neler yapabileceğini biliyor olmasına rağmen şimdi Aya'ya ihtiyaç duyuyordu. Onun soğuk fakat içini yakan sıcak tenine sonsuza kadar ihtiyacı vardı. Aksi düşünülemez bir teori ya da saçmalıktan ibaretti Daisuke için. Bu yaşadığı zavallı hayatına ya tek başına devam edecekti ya da her şeyi bırakıp Aya'nın hayatını nasıl renklendirdiğini görecekti. Seçim ise zorluktan çok karmaşıklık içeriyordu...
"Sen istemediğin sürece bırakmana izin vermeyeceğim, o halde..."
Bu sefer cümleleri eskisi gibi değildi Aya'nın. Teker teker ve üzerine basa basa söylenmişti her bir kelime. Sanki kafasında cümleyi defalarca geçirmişti ancak sonu yoktu. En azından kelime olarak Daisuke bir son bulamamıştı bu ağır ve sevgi dolu kelimelerde. Aya'nın yüzüne öylece bakakalmış ve artık hislerini haykırır olmuştu kendisine. Bu saatten sonra ne kendisi dinlerdi kendisini ne de başka biri dinletebilirdi kendisini... Şu an için onu hissetmek istiyordu ve sadece onunla kalmak. Ellerini yavaşça ellerinden çekerek saçlarına götürmüştü ve o ipeğimsi saçların soğuk tenine ne kadar yakıştığını düşündü. Daha sonra elleri Aya'yı belinden kavradı ve ona sahip olmak istediğini belirtircesine kendisine doğru çekti. Aslında en başından beri yapmak istediğini şimdi gerçekleştirebilecek gücü bulmuştu içerisinde. Ta başından beri, onun tenine dokunduğu ilk andan beri aklında olan tek şey şimdi gerçek olacaktı. Daisuke için dönüm noktası gelmişti ve artık bu dönemeci döndüğü anda başına neyin gelebileceğini bilmiyordu. Gerçi artık Aya'dan başka hiçbir şey bilmek istemiyordu. Onu kendisine doğru iyice çektikten sonra dudağına ufak bir öpücük kondurdu ve onu tamamen kollarının arasına aldı. Az önce dudaklarında olan dudaklarından ise fısıltı halinde "Seni seviyorum..." diyebildi. | |
| | | | Yeni Hayat | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|